- KENDİNE DÖNÜŞ SEYAHATNAMESİ -
sen dağlarda gerçek güden bir çobandın
- haykırmak istiyorum, nasıl? -
asanı zulme sebep kıldı gölgeni gören
çatlamış bir aydınlık, yazık bir körlük
asırlar sürdün
çokça acemi ve tarihimin en usta halindeyim
öyle bir yerdeyim ki buraya daha önce hiç gelmedim
hayli ağır olurmuş inanç ölüsü bir bavul
bilendi ve direndi, sürüklendi kollarım peşim sıra
uzak evler, toplumlar, iştahlar boyunca
onlar, arkamdan gelen ayak sesleri
-koş, saklan, ne işin vardı-
etimin kadınlığından korkutmadı beni
sallanan bir terazi
bir kefesi uzaklar
toprağım bir kefesi
evi zindanı olurmuş insanın, nasıl:
etime bir dert öğretildi benim, bir korku sindi
etim nasıl utandırıldı
etimin insan olduğu unutuldu
kardeşini doğuran* çocukların coğrafyasında
etime de kılıf bulundu benim
bembeyazız Soraya*
talihinden ölüme soyunan kız kardeşim
hakikat bir pangea, okyanus bin endişe
içim, tersine dönen akışın coşkusuyla bölündü
bir gecede uzadı tırnaklarım
tek bir sorunun hıncıyla
kazdığım kuyudan
aydınlığa
-aydınlık bir sanrı-
farklı bir tonuna karanlığın
mühim olan kendi yoluma çıkıyorum
ziynetliği, sunulmayı, bu sımsıkı saran ezberleri
rüzgarın dağıttığını ellerimle toplamak adetini
saçlarımdan savuruyorum
yeniden büyütüyorum kız çocukluğumu
içte ve dışta
kapı tokmağında ve kolunda ellerim
aç kapıyı
uzun görmezliklerden geldim.
Yorumlar
Yorum Gönder