- GÖZLERİN VE ELLERİN ÜÇ KERE -
yüzünden
ırmaklar akmış, ben gördüm
yüzünden
bensiz ırmaklar akmış
bunu yanmış
gözlerin bu yüzden kırmızı
gözlerin
görevi kötüye kullanmaktan bin kere sabıkalı
ölümü
öldüren kariyer planlarıyla bir yastıkta kocayıp
dediler: kimse
mahir değil anlamakta bir diğerini
yarın beni
uyandı, kaldım dünde
bütün bordo
koltuklara dünya adını verdim
üstü başı
toz bir işçinin yaslanamadığı
alnında ter
olmayanın sırtından
sökmek
varken gıcırtılı bir rahatı
neden
uçurumları aldım ardıma?
ismim
insanlığın kara tarihinden
ihtimalim
bütün coğrafyalardan silinmiş gibi
kabullendim
ruhuma biçtikleri o ben olmayan beni
ütüsü
bozulmamış bir gömlekti diyemediğim sözler, giydim
oysa bendim
kendini dahi kırıştırabilecek olan
bohçasına dönememeyi koyup giden yolcu cesaretiyle
suskunluk:
hep içime dökülen hırçın bir şelale
o eğreti
gülüşü yüzümden söken ellerini
başka
sofralara diz kırmış iki beden olup
aynı
yoksulluğa ağladığımızı
hep içime
döküldüm
dedim: bir
ela bakıştım, kalakaldım sırtımda
şimdi varsın
beni gitti bilsin o liman
senin bir
başına yürümen üzülmeyi güzellemektir artık
artık zalim
bir kelimedir -böyle ölüne!
sokaklar
dolusu kalabalıktan ceplerine sakındığın ellerinle
-biraz tütün
biraz hıncını sarıp yaktığın ellerinle-
yakama bir
vazgeçiş çiçeği iliştirirsin
ki elbet
solmuş bir güldür o
elbet sana
ayna olsun yokluğumda demek içindir
aldım kabul
ettim
aldım kabul
ettim senden gelen ne varsa
bildiğim her
şeyi gözlerinde temize çektim
bu şiirde üç
kere gözlerin üç kere ellerin diyen ben
yedi kat
yabancıya denk oldum bir fotoğrafına bakarken
yüzümden
ırmaklar aktı, sen görmedin.
Aralık 2016
Hece Dergi- Sayı 243- Mart 2017
Aralık 2016
Hece Dergi- Sayı 243- Mart 2017
Yorumlar
Yorum Gönder